- Merhabalar.
- Melis Birkan, benimle muhallebi yer misin? :)
- Bir arkadaşıma “ Ben gym gibi bir yer açsam adını G koyardım, hani anlarsın ya; ağırlık merkezi hesabı.” dedim, o günden bu yana kendisinden haber alamıyorum.
- Bir bulaşık deterjanı yağları dize getirsin, tamam görevidir bir şey demem de; dağları niye dize getiriyorsun arkadaş? ( Lan bu Penguen’de çıkmış ama olsun benim de aklıma gelmişti ki banane!)
- Ben çekmecelerden birisinde yıllardır orada duran ve bir ilaç firması tarafından hediye edilmiş bir not defteri buldum. Böyle açılıyor ve deri kaplı, ulan o değil de 5 yaşımdaki haline döndüm anlatayım derken. Her neyse işte, ne kadar mutlu oldum ben bunu buldum diye var ya, düşünsene otobüste bunu açarsın gözlemlerini kağıda geçirirsin ne güzel olur diye kendi kendimi gaza getiriyordum ki iki haftadır masamın üstünde unuttuğumu fark ettim bu not defterini.
- O değil de astenik çıktım ben bir de; ince-uzun yapılı, duygusal diye saydı hoca özelliklerimi. Bir de şair olurlar dedi. Şimdi ben itiraf edeyim efendim, bu yukarıda bahsettiğim not defteriyle iyice azdırdığım böyle bir hevesim olmadı değil. Neticede ergeniz, ota boka hüzünleniyor, seviniyoruz falan; garip canlılarız. Oldu öyle arada saçma sapan denemeler, attım hepsini çöpe. Benden size öneri, aşık olup şiir yazan ergenden korkacaksınız.
- Fotoğraflarda kötü çıkma konusunda kimse benimle yarışamaz, ben bunu zaten biliyordum da hala içimde küçük bir umut vardı. Dün ise anladım ki benden olmayacak. Zorlamaya gerek yok; feysbukuma profil fotoğrafı olarak da fotoşoplu kitap kapağını koydum, rahatım. Aykut olmasa ne yapardım lan acaba.
- Eti Browni Intense’i Demet Evgar’ın ellerinden yeme fırsatını elime geçirene kadar yemeyecektim, yeminim vardı. Kasada ise dayanamadım aldım üç tane yedim, Demet çok pişmanım.
- Bir arkadaşım(kız kendisi) bana baktı baktı, sonra da “ Senden üniversitede olacak.” dedi, bir de güldü bak sonra. Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Şarap gibiyim, yıllandıkça güzelleşiyorum şekerim. Şimdilik photoshoplu profile picture’lar ile idare edeceğiz.
- Bir aya yakın bir süredir iştahsızlık ve uykusuzluk sorunu çekiyordum. Babama bunu sorduğumda ilk sorduğu soru “Aşık mısın oğlum?” oldu. Lan nasıl yani ya, altı sene tıp fakültesinde okudun ama baba ya, ne bileyim bir tahlil bişey istenir değil mi? Yok arkadaş, illa emosyonal. Gittik doktora o da emosyonal dedi, kafayı yiyeceğim. 17 yaşındayız diye illa depresif ergen aşık mı olacağız lan?
- Korkulan oldu ve Nafing els Medırs Metallica’cılarından sonra Hiğır Kams Dı Reynegen Hypnogaja’cıları oldu. Adamların Facebook’taki sayfalarına girdim bütün Türkler “Here Comes The Rain Again, best song yeah.” Falan yazmışlar. Ha, yalan yok ben de bu adamların bir tek bu eserlerini dinliyorum.
- “You’ll never find nobody better than me.” diyordu bizim Şikago’nun megaloman oğlanı Kanye bir şarkısında. Öeh dedim, ne lan bu özgüven?
- Yalın var ya, bu Okan Bayülgen’in yumuşak yanaklı dediği türden. Ya şimdi bu adam tamam genç kızların sevgilisi, tamam romantik şarkılar yazıyor ama. Ben şimdi geçen gün bu adamın şarkısını dinledim: “ Sen gelmeden uyumam bu gece.” diyor adam bu şarkıda, ve bence şarkının yazılış hikayesi şöyle: Yalın altı yaşında küçük ve sevimli mi sevimli bir çocuktur. Yalın’ın anne ve babası misafirliğe gider. Yalın da annesine bu sözleri fısıldar. İşte ondan yirmi sene sonra da bu yumuşak yanaklımız sözleri alıp genç kızlara gider yapayım diye besteler. Deyiverin hele, çok mu mantıksız?
- Olgun Şimşek var, ben kendisinden daha önce de bahsettim galiba ama. Kendisi çok iyi oyuncu ama bir de yanık bir sesi var ki sormayın. Her neyse işte, bu adam bir dizide gitti “Yar Demedin” diye türkü okudu, bakın sıkı durun bir dizesi şöyleydi: “ Seni sevmek suç mu bana- Ağlıyorum yana yana- Bir melhem verip yarama- Sür demedin- Yar demedin-Oy.” Merhem demiyor ya bir de, adam melhem diyor ve yüreğinin ta dibinden söylüyor onu ve orada sesi öyle bir titriyor ki; ne siz sorun ne ben söyleyeyim pek sevgili okurlar. Ha; playlist’te bu şarkıdan sonra bir Olgun Şimşek eseri daha ve Finisher tabir ettiğimiz hamle olarak da Isabel’i koydum ki inanın neden böyle bişey yaptım ben de bilmiyorum. Mütemadiyen kaşınıyorum. Ara beni kaşı beni.
- Müzik dinleyerek yazı yazmamalıyım sanki ben.
- Görüşürüz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder